Flamenko,
Andalucia çingenelerinin ya da Flamenko ların müziği ve
dansı. Kökleri çingenelerin, Andalucia lıların, Arapların
ve hatta belki İspanyol Yahudilerinin halk şarkılarına
dayanır; Bizans ve Hindistan dinsel ezgisinden kaynaklandığını
ileri süren araştırmacılar da vardır. 14. yüzyıl
sonrasında çingenelerin, Arapların, Yahudilerin ve toplum
dışı bırakılmış Hıristiyanların toplumun dış çevresinde
kaynaşması sonucu gelişmiştir. Flamenko nun özü şarkıdır
(cante); çoğunlukla gitar ve doğaçlama dans şarkıya eşlik
eder. Üç sınıf flamenko vardır. Bunların en ağırbaşlısı
cante grande (büyük şarkı) adıyla anılan ve ölüm,
keder ve din konularını işleyen cante jondo (Andalucia İspanyolcasında
"derin şarkı"). Ara sınıfta gene dokunaklı,
ama daha az ağırbaşlı ve çoğunlukla doğu müziğinden
esintiler taşıyan flamenko lar yer alır. En hafif tarz
olan cante chico ' nun (küçük şarkı) konuları ise aşk,
kırsal yaşam ve eğlencedir. Her tarzın kendine özgü
bir ritmi ve akor yapısı vardır; bazen aynı ritmin farklı
formlarda kullanıldığı da görülür, ama vurgu, ayrıntı
ve duygusal içerik farklarıyla bunlar gene birbirinden ayrılır.
En ciddi tarz olan cante jondo 'da ses alanı dardır; tek
bir nota resitatif tarzında (konuşur gibi) yinelenir; yoğun
melodik süslemelerle dramatik etki yaratılır; doğu müziğinde
görülen yarım tondan küçük aralıklara (mikroton,koma)
yer verilir ve ince ayırımlara dayalı, çok karmaşık,
dolayısıyla da yazımı neredeyse olanaksız bir ritim
kullanılır.
Makamların birçoğunun evrimi
bilinmektedir. Örneğin çok eskilerin ciddi cañas 'ından
gene ciddi bir makam olan soleares, ondan da hafif alegrías
doğmuş, alegrías ise bulerías gibi başka hafif
makamlara yol açmıştır. Alboreás saf çingene kökenlidir;
yalnızca düğünlerde söylenir ve başka durumlarda söylemenin
uğursuzluk getireceğine inanılır. Fandangos grandes ise
"Fandangos" adlı İspanyol halk şarkı ve dansından
alınmış, ama daha ciddi bir nitelik kazanarak malagueñas
ve Arap etkileri taşıyan cartagenaras gibi bir dizi yeni
makamı doğurmuştur. Rumbas gitanas ve colombianas gibi
yakın tarihli makamlarda Latin Amerika etkileri görülür.
Çingene geleneğiyle bağları en güçlü olanlar
siguiriyas gitanas gibi derin şarkı örnekleri, İspanyol
dinsel geçit törenlerinden alınan saetas ve çingene kökenli
danssız martintees 'tir.
Flamenko dansında büyük ustalık
gereken erkek adımları ayağın burun ve topuk vuruşlarına
(zapateados) dayanır. Kadınlarda ise ayaktan çok zarif el
ve vücut hareketleri ön plana çıkar. Özellikle en ağırbaşlı
tarz olan baile grande (büyük dans) kol, el ve ayak
hareketleri klasik Hindu dansıyla büyük benzerlik gösterir.
19. yüzyılda Çingeneler profesyonel olarak
café' lerde dans etmeye başladılar; müzikleri ve dansları
için flamenko sözcüğü ilk kez bu sırada kullanıldı.
Şarkılar önceleri gitarsız söylenirken (bugün de bazı
türler gitarsız söylenir), café gösterilerinde gitar önem
kazandı. Flamenko gitarcısı şarkıları ve dansları çok
iyi bilen duyarlı bir eşlikçi olmalıydı. Café ortamında
geleneksel biçimlerden uzaklaşılarak gitarla solo yapmak
da yaygınlaştı.
Geleneksel flamenko kendini tümüyle müzik
ve dansın coşkusuna kaptırmaya (duende) dayalıdır. Gösteriye
çoğunlukla jaleo denilen karmaşık el çırpmaları,
parmak şıklatmaları ve coşturucu bağırışlarla eşlik
edilir. Şarkılara uygun ritimlerle jaleo soloları da yapılabilir.
Dansçılarda parmaklarını sık sık karmaşık ritimlerle
şıklatırlar. Flamenko denince hemen akla gelen kastanyet
ise özgün çingene geleneğinin parçası değildir.
Flamenko nun bir gösteri sanatına dönüşmesi ve
profesyonel sahne sanatları üzerindeki ticari baskılar,
doğaçlamanın zamanla ortadan kalkmasına ve yerini provalı,
düzenli gösterilere bırakmasına yol açmıştır.
Uğur
AYDIN
Bu
Yazıyı print et
|
|
|
|
|